Parkta yürüyüş

İnsanın yapabileceklerinin
sınırını keşfetmek

İnsan dayanıklılığı güçlü bir şeydir.
Atletlerimiz, performans ve zamanın sınırlarını tekrar tekrar test ediyor.
Ancak, bugüne kadarki en zorlu meydan okumayla karşılaştığında ortalama bir insan neler yapabilir?

 

THÉAU MARMEY

Théau Marmey Fransa Alpleri’nin dibindeki Grenoble şehrinde yaşayan sıradan bir aile babası. Güzel bir ailesi ve yerel sosyal tesislerde gençler ve çocuklarla çalıştığı iyi bir işi var. Bir atlet olmadığı gibi şampiyon bir koşucu hiç değil. Ancak, 2018 yılında patika koşusuna başladı ve şimdiden bir yarışa katıldı bile. Sporun ne kadar zorlu ve canlandırıcı olduğuna dair biraz fikir sahibi.

“Koşu hakkında en sevdiğim şey oldukça basit bir spor olması. Çok fazla bir şeye ihtiyacınız yok. Bir çift ayakkabı, küçük bir çanta, biraz su ve gitmeye hazırsınız!”

The North Face’de her şeyin mümkün olduğuna inanırız. Herkesin kendi sınırlarını zorlayabileceğine de. Koşu camiasında, her yeni başarı bütün sporu bir adım ileriye taşır.
İnsan gücünün ve dayanıklılığının becerilerini test etmek isteriz. Atletlerimizin fiziksel mümkün olan en iyi fiziksel mükemmeliyete sahip olduğunu zaten biliyoruz ama koşma tutkusu olan ve neler başarabileceğini görmek isteyen biri için durum nasıldır?
Şansımıza, yeni bir meydan okuma arayan Théau Marmey insan vücudunun ve tutkusunun sınırlarına kadar zorlandığında gerçekten neler yapabileceğini görmemiz için bize bir fırsat sundu.

Meydan okuma: Transgrancanaria

Tüm yarışların anası olarak tanımlanan Transgrancanaria, İspanyol adası olan Gran Canaria’da gerçekleştirilen ikonik 126 km uzunluğunda bir yarıştır. Parkur Las Palmas de Gran Canaria’nın başkentinden başlayarak bir tatil kasabası olan Maspalomas’ta sonlanmadan önce bütün adayı dolaşır.

Zorlu bir rotadır ama koşuculara yarış sırasında adanın olağanüstü doğal manzarasına şahit olma ve çeşitli noktalardaki yardım istasyonlarında yiyecek ve su tedariklerini yenileme şansını tanır.

Yarış boyunca koşucular zorlu, engebeli patikada ve 7500 metrelik tırmanma ve iniş parkurlarında mücadele eder. Korkaklara göre bir iş değildir ve Théau yarışa katılmaya karar vermeden önce bunu farkındaydı.

“Koşmam gereken kilometreleri düşününce beni korkutuyor. Ama aynı zamanda sınırlarımı öğrenmem ve ne kadar ilerleyebileceğimi görmem için bunu yapmak istiyorum.”

Antrenman yapmak işin kilit noktası

Etkinlikten aylar önce, Théau bu zorlu yarışa hazırlanabilmek için antrenman yoğunluğunu artırdı. Ama engeller de yok değildi. Zaman ayırması gereken bir ailesi ve işi varken, Théau sosyal ve profesyonel hayatını dengeleyebilmek için antrenman zamanlarını titizlikle ayarlamak zorunda kaldı.

Théau bunu, antrenmanlarını yoğun hayatının içinde optimize ederek başardı. İşten önce koşabilmek için erken kalktı ve akşam da koşabilmek için gece geç saatlerde yattı. Şansına, Grenoble şehri dağlarla çevrili olduğu için Transgrancanaria’da karşılaşacağı şartlara benzer ormanlarda ve patikalarda antrenman yapma şansına sahipti.

“Şehir soldan sağa dağlar tarafından sarılmış olduğu için antrenman yapmakta zorluk çekmiyorsunuz. Fazla uzak sayılmaz ve birkaç kilometre pedal çevirdikten sonra dağlara ulaşıyorsunuz ve burası antrenman yapmak için çok güzel bir yer.”

Bütün zorluklara rağmen, Théau istikrarlı bir antrenman programı uygulamayı başardı. Théau, uyguladığı programın Transgrancanaria’ya gidip yarışı tamamlamasına yeterli olacağına inanıyordu.

İdeal şartların çok uzağında

Arkadaşı Julien’in yanında, Théau yeterli düzeyde adrenalin ve beklentiye sahip bir halde yarışın başlangıç çizgisinde yerini aldı. Ancak, subtropikal bir bölgede beklenecek sıcak ve mükemmele yakın hava koşulları yerine onları şiddetli rüzgarlar ve durmak bilmeyen yağmurlar karşıladı. Bu da zaten onu bekleyen zorlu görevi çok daha karmaşık bir hale getirdi.

Bu noktada, çoğumuz pes edebilirdik. Rüzgar ve yağmur Théau’nun uğrunda mücadele ettiği her şeyi mahvedebilirdi.

“Koştukça şartlar daha çetin ve çamurlu bir hal alıyordu. Gecenin bir vakti, hava oldukça soğukken başladık. Batonumu bile kırdım. Çok geçmemişti ki baldırımda bir acı hissetmeye başladım. O noktada kendimi hiç iyi hissetmiyordum ve içime bir şüphe düştü. Daha geceyi bile atlatamamıştım ve berbat bir haldeydim.”

Aslında, Théau hava durumunu tahmin etmenin güç olduğu bir dağ şehri olan Grenoble’dan geldiği için yağmurlu ve rüzgarlı havalara alışkındı. Buna rağmen, vazgeçme fikri aklına gelmedi de değil.

“Pes etmek aklımızdan geçiyordu. Bizi korkuttu. Aylardır bu yarışa hazırlanıyorduk ve her şeyden bu kadar çabuk vazgeçmek istemiyorduk.”

Théau pes etmedi. Bu yarışın kendisi için ne anlama geldiğine ve bitiş çizgisine ulaşmanın ona kendini nasıl hissettireceğine odaklanarak zihinsel gücünü topladı ve yola devam etti.

Aile her şeydir

Julien yarıştan çekilmek zorunda kalıp Théau yola tek başına devam etmek zorunda kaldığında, vazgeçmemesini sağlayan ailesi oldu.

“Beni bitiş çizgisinde bekleyen ailemi düşünerek kendimi motive etmeyi başardım. Ailem benim en iyi destekçimdir. Onlarla zaman geçirmeyi seviyorum. Kızım beni en zor zamanlarımda desteklemiştir.”

Théau kasabalardan birinde kısa bir süre dinlenme molası verirken ailesiyle görüşme şansını yakalayınca devam etmek için gereken güce de kavuştu.

“Onların verdiği cesaret insanı gerçekten mutlu ediyor ve devam etme motivasyonunu sağlıyor. İnsan böyle yoğun duyguları her zaman hissetmiyor. Bu hissi seviyorum.”

Sınırları zorlamak

Bu son derece zorlu yarışın her saniyesi Théau için fiziksel ve zihinsel bir savaş gibiydi. Ancak, insan vücudu acı ve zorlukla karşılaştığında inanılmaz şeyler başarabiliyor. Théau da yarışın en zorlu anlarında tam da bunu yaşadı.

Zorlu başlangıca rağmen, Théau’nun yarıştan keyif aldığı zamanlar yok da değildi. 20 saat sınırlarını sonuna kadar zorladıktan sonra, acı artık baskın gelmeye başlamıştı ve Théau artık bitiş çizgisine varabilmeyi istiyordu.

“Artık bunun sona ermesini istediğim bir an oldu. Son düzlüğe varmayı başarıp ailemi buldum ve bu da bana çok iyi geldi. Bitiş çizgisini kollarımda kızımla birlikte geçtim. Sonunda, bitmişti!”