Temmuz 2015
Fotoğraflar: Damiano Levati
2015 dünyanın her yerindeki keşif tutkunlarının rüyalarını süsleyen Matterhorn dağına ilk tırmanışın 150. yılı. Matterhorn’da geçen sayısız korkusuz girişimin, başarıların ve kahramanca yenilgilerin arasında, başarılı alpinist ve dağcı Hervé Barmasse çok önemli bir rol oynar. Bunun tek sebebi Barmasse’nin Matterhorn’a en fazla sayıda ilk tırmanışı gerçekleştirmiş olması değildir. Aynı zamanda, Alplerin en ikonik dağıyla aralarındaki samimi geçmiş ve ilişkidir. Bu nedenle, Hervé’ye Matterhorn ve ona tırmanma deneyimi hakkında dokuz soru yönelttik.
1. İlk tırmanışın 150. yılından önce bu yıl Matterhorn’la ilgili hedeflerin nelerdir?
Matterhorn’da her zaman daha önceleri yaptıklarımdan farklı deneyimler arıyorum. Örneğin, 2007 yılında Matterhorn’un güney yamacına ilk tek başına tırmanışı gerçekleştirmem gibi daha önceden ekip halinde tırmanılmış yerlerde tek başına solo rotalar oluşturmak. Hem yazın hem de kışın tek başıma yeni rotalar açtım. Geçen kış dört Matterhorn sırtını ilk defa birbirine bağladım. Bu noktada aklıma şu geliyor? “Neyi farklı yapabilirdim?” Dağcılık hem keşfetmek hem de yeni olanı aramaktır. Ancak, hala henüz yapılmamış ve başarılamamış bir hedef daha var. Yakında bunu duyurabilmeyi umuyorum. Bence eylemler sözcüklerden daha güçlüdür.
Dünyanın çeşitli yerlerinde tırmanışlar gerçekleştirdin ama özellikle de doğduğun yerdeki Matterhorn’da bolca vakit geçirdin. Seni sürekli Matterhorn’a geri getiren şey nedir? Seni en çok etkileyen şey ne?
Pakistan, Nepal, Patagonya ve Çin gibi dünyanın farklı ülkelerinde tırmandım. Çoğu kişi onların ulaşılmaz olduğunu düşündüğü için her zaman çıkılmamış zirvelere veya tırmanılmamış kaya duvarlarına tırmanmaya çalıştım. Eve her döndüğümde, Matterhorn benim için dünyanın en iyi ve farklı ve yeni rotalarla birden fazla kez tırmanılmayı hak eden tek dağı olmayı sürdürdü. Bu yüzden kariyerim hep uzak yerlerle Alpler veya Matterhorn arasında gidip gelerek keşif yaparak geçti. Bugün, tek başına tırmanışlar, kış tırmanışları ve yeni rotalarla Matterhorn’a en fazla sayıda ilk tırmanışı gerçekleştirmiş olan dağcıyım
3. Matterhorn’da bugüne kadar yaşadığın en akılda kalan zorluk hangisiydi?
Tek bir tane mi? En az üç tane vardır. İlki 2010 yılında babamla birlikte açtığım yeni rotaydı. Bu, her zaman yapmayı istediğim bir projeydi. 1939’dan beri çok sayıda dağcı bunu denemiş ama başarılı olamamıştı. Herkesin imkansız olduğunu düşündüğü bir şeyi başarmak mükemmel bir histi ve bunu babamla birlikte yapmak daha da heyecan verici olmasını sağladı. 2011 yılında da oldukça zorlu ve tehlikeli bir uğraştan sonra tek başıma bir rota açtım. Sanırım bugüne kadar yaptığım en tehlikeli ve imkansıza en yakın işti. Tek başıma bu rotayı açarken korku ve acının yanı sıra bolca cesaret gösterip zorluklara rağmen eğlenebildim de. Çok sayıda duyguyu içinde barındıran bir uğraştı! Son olarak en zorlandığım işlerden biri de 13 Mart 2014 tarihindeydi. 1950’den beri Alplere o kadar kar yağmamıştı. Bunun sonucu olarak, dört Matterhorn sırtını ilk defa birbirine bağlamak son derece etkileyici olduğu kadar tehlikeliydi de: 17 saat süren büyük bir yolculuktu. Gerçekten unutamadığım bir deneyimdir!
4. Matterhorn’u (senin bakış açından) bir cümlede özetleyebilir misin?
Matterhorn’a kimse “soğuk” veya ilgisiz kalamaz. Hem dağcılar hem de turistler ondan etkilenir. Onu bir arkadaş ve hatta bir kardeş gibi görürüm.
5. Matterhorn’daki ilk anın nedir?
Masallarda olduğu gibi Matterhorn daha ben doğmadan önce bile bana aitti. Annem beni doğurduğu sırada, babam batı yamacına ilk kış tırmanışını gerçekleştirmeye gidiyordu. Gerçekten büyük bir olaydı.
6. Matterhorn’a tırmanmak senin için babandan aldığın bir miras gibi. Baban seni dağcı olmaya yönlendirdi mi? Kariyerine daha çok küçük yaşlarda başladın. Hiç farklı bir şey yapmayı düşündün mü?
Baban beni asla dağcı olmam için zorlamadı. Tam aksine, özellikle de benim gibi tek başına tırmanışlar gerçekleştiriyorsanız, dağlarda alınan riskleri çok iyi bilen biri olarak beni bundan uzak tutmaya bile çalıştı. Geçirdiğim bir kaza sonucu kayak yarışlarını bırakmak zorunda kaldığımda, dağcılığın gelecekteki spor dalım olabileceğini anladım.
7. Matterhorn’a tırmanmakla ilgili babandan aldığın en iyi tavsiye neydi?
Tüm extreme tırmanışlarımda bana aynı tavsiyede bulunur: “Kendini güvende hissetmezsen, iç güdülerini dinle ve geri dön.”
8. Matterhorn’u çok genç yaşlarda keşfetmeye başladığına göre dağla olan ilişkinin ve ona bakış açının yaşın ilerledikçe değiştiğini düşünüyor musun? Eğer öğleyse nasıl değişti?
Yıllar içinde bakış açım kesinlikle değişti ve gelişti. Bu dağda ilk yeni rotamı 23 yaşındayken açtım. O yaşlarda geçtiğimiz yıllarda tamamladığım zorlu projelerden birine kalkışsaydım sanırım hayatta kalamazdım. Dağcılık yalnızca teknik ve güç gerektirmez, bolca deneyime de ihtiyaç duyarsınız.
9. Matterhorn’da hayalini kurduğun ama henüz denemediğin bir rota kaldı mı? Senin gözünde rotaların “kutsal kasesi” olan bir rota yani?
Bir sonraki! Yeni bir şey olmayacak ama bir fikir, yaratıcı ve ilham verici bir proje olacak.